1+1=0: The Tree (L'ARBRE)

10 Ekim 2010 Pazar

The Tree (L'ARBRE)

Film ekimi'nde izledigim ikinci film bir fransa avustralya ortak yapimi drama .Charlaoutte gaingsbourg ablamiz yine ic daraltici kasvetli ve sıkıntilari olan bir kadini canlandiriyor.Avustralyanin sahene dogasi esliginde cok guzel naif bir dram filmi.Dram deyince akla trajedilerin ustuste patladigi bir senaryo gelmesin ..hayat kadar trajik oyle diyim.Filmde aklimda kalan simone adindaki olaganustu sevimli ve harika yetenekli kiz cocugu ,duru naif film grameri ve final de filme cuk diye oturan the cinematic orchestra saheseri built a home adli sarki .ben filmden oldukca etkilendim..ince ince naksedilmis bir filmdi ...baba sevgisini ve ozlemini bir agac metaforunda yasatan kalabalik ailen oykusunu izlemek icin .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

OBAMA KOMA BURAMA KO

Evet gazeteler alttan alttan veriyor gazlı haberleri...." dünyanın yeni patronu " zart zurt deyü...doğrudur..aylardır bekliyorduk çoluk çocuk merakla....aslında ben pek merak etmiyordum emindim bu adamın seçileceğinden ... neden mi ? söyle acıklayım ;1 ) adamın ismi ; Barrack Hussain OBAMA ...Barrack : ibranice bir kelime açıklamaya gerek var mı bilmiyorum ? Husayin : çok malum.. arap şeyhlerine ve petrol rezervlerine selam ederim duruşu ..OBAMA : yarısı afrika kökenli bir halk için daha güzel bi soyad olabilir mi ? bence hayır! 2) Propagandasının giriş cümlesine Tevrat'dan bir ayet ile başlamış ki USA baskanlıgın ilk kuralıdır..( Dünyayı Kimler yönetiyordu geyiğine girmeyelim ) ...arkadaslarım diyordu ki OBAMA imkansız olm.. adam bi kere zenci.. bence de tam da bu yüzden secilecekti...yabancıların çoğunlukda oldugu bir imparatorlukda adam bir "yabancı" .Benim asıl anlam veremediğim dış dünyada ki bu mutluluk patlaması...Obama secildi diye seviniyor adam... neymiş obama farklıymış...Barış yanlısıymış...HE yavrum he Yiğidim diye geciriyorum içimden... ama sayısal veriler var dostlar üzgünüm sevinc gözyaslarımı engelliyor...Obama nın kampanyasına en büyük Bağısı Dev bir savaş silahları firması yapmış. Adam vergiden düşmek için vermiyor ya milyon dolar parayı bu kıtlık zamanda....Amerika'da düzen değişti demiş birisi gazetede....Hah dedim bende tam cuk oturdu bu laf ; Düzen Değişti emmi doğru diyon da Düzülen hep aynı !!!

PAZAR 90küsur ve Mustafa Yolaşan

Şimdi nerden geldiyse aklıma geldi birden 90'lar da pazar günleri ve PAZAR 9x konspeti vardı ...coluk cocuk yaslısı genci herkesin istisnasız izlediği Pazar günü eyleşmesi.sanırım 80 li yıllarda basladı ama ben 90 lı yıllardakileri hatırlıyorum yasım net olarak.Uzun Süre Mustafa Yolaşan isimli ultra kibar bir spiker sundu bu programı ..adamın yersiz kibarlıgı olsun,ertesi günün pazartesi olması olsun bence herkes bu programı yarı gergin yarı hüzünlü izledi.Her program baslamadan Bu abimize yurdun cesitli koselerinden kasa kasa kayısı,elmas fındık felan gelirdi...Amasya dan Ahmet hedehödö eksik olmasınlar bir sepet Amasya helvası getirmişler efendim saolsunlar varolsunlar ..dedikten sonra burdan amasya'ya milletcek kucak dolusu sevgiler gönderirdik..platformun üzerinde rakamlar olan bi yarısma vardı...bir konuk telefonla baglanan izleyicilerin komutlarıyla saga sola yürürdü...tabi bundan önce " soket" dizilimi vardı ki bu futuristik konsepte hiç girmiyorum..." 5 ...simdi 8 ....13.... (aayy basma basma basmaaaaa diye sesler stüdyodan ) yanan ısık ve kaybediş..ülkecek üzülürdük...o zamanın insanları serefliydi....lütfen memedalibeeeeeeyyy die yalvarmazdı efendi gibi kabullenir sineye cekerdi bu kaybedişi...hey gidi günler ..insanlar tek kanalda bunlarla oyalanırdı ...tüm türkiye izlerdi bunu ...siz düşünün reytingi ...siz düşünün bu mustafa abinin karizmasını şöhretini...ama bi çapsızlıgını gören oldu mu ? asla ! o zamanlar sunucular bile baskaydı...belki de zamana baglı degil bazı seyler...zira öyle olsa memedali bey de bu abimizle aynı dönemin bebeleri...o capsızlık mayadan geliyor sanırsam...neyse işte bir pazar günü aklıma bunlar geldi okuyan..hayat hala tuhaf ...vapurlar pazarlar felan....

VERİN İ.MELİH'İN TOPUNU

Son yıllarda izledigim en gerilimli tartısma programıydı zira bence tam bir super classico tadındaydı.Bi yanda türkiye'nin gelmiş geçmiş en çirkef tartışmacısı İ.gökçek diğer yanda Türkiye'nin gelmiş geçmiş en efendi en donanımlı Tartışmacısı K.Kılıçdaroğlu.Neler olacak cok merak ediyordum herkes gibi.Beklediğimden de rezil bir gökcek vardı ekranda iyice formdan düşmüş,sıkı rakibi görünce suratının rengi değişti kılıcdaroğlunun kendinden emin sakin ve birazda muzip bakıslarından cok etkilendi gökcek ..resmen kudurdu...efendi kemal i.gökcek'in zoruna gitti resmen ....elinde yalandan belgelerle saldırmaya calıstı ama kemal donanımlı anadolu cocugu ..belge adamı ...hesap uzmanı ankara ekolünün has çocugu ..keçiören cıkması angara bebesi deil beyefendisiydi...her yönüyle melih gökcek.in bittiği bir tartısmaydı ama bildiğim ..farkında oldugum cok acı gercekler var...bu ülke gercekleri!! bu ülke soyguncuyu sever...sokak agızlı çapsız adamları sever....yönetenlerini onlardan secer...Evet i.gökcek dogalgaz kullanıcısı bikac ankara.lının nefretini kazandı ama arkasında kömür kullanan yüzbinlerce çapsız var..sırtı yere gelmez bilirim ...Kemal abim sen efendiliğini hiç bozma ...5-0 yendin bu macı bileğinin hakkıyla ...maç bitmeden mızıttı i.melih ver topunu gitsin cocuk...bırak kemal abi büyüklük sende kalsın bosver !!

(22/12/2008)ÖZÜR DİLER MİYİZ?

Gündemin popüler konusu özür dilemek.Ermeni vatandaslara yapılan soykırım'dan ötürü Bazı aydınlarımız baslattı bu kampanyayı...burda asıl tartısılan mesele Soykırım yapıldı mı yapılmadımı ? Bu tartışmaya katılan milyonlarca insanın hiç bir b.k bilmediğine eminim...detaylı literatür arastırması belgelere dayalı bilgi birikime kaçımız sahibiz ? ben özür dilemeden önce itiraf ediyorum Ermeni soykırımına dair her iki cenahtan okdugum 4-5 makaleden baska bir arastırmam donanımım yok ...yani cogunluk kadar cahilim bu konuda..fakat bildiğim birsey var bu memleketimin insanı Kendi öz dininden milletinden yurtdaşlarını cayır cayır yaktı ...Ermeni'yi hertürlü katledebilir buna inanıyorum ...tamamen basit bir cıkarım yapıyorm ..Sivas katliamını direkt olarak tanık oldum yasım buna yetiyor ..göz göre göre katledilen sanatcıları gördükten sonra ..o karısık dönemde "GAVUR" a neler yapmısızdır kim bilir.Ermeni meselesi bu kadar basit....Bu hakla " MİLLET-İ SADIKA" sıfatını sen verdin arkadasım ..simdi bi düşün bu millet-i sadıka durduk yere neden dellendi acep ? neden bir soykırımdan bahseder oldu ? basit bu isler fazla karıstırmaya gerek yok ...son olarak tamamen sezgisel olarak kabullendiğim bu soykırım adına ( ne ifade eder bilemem ama ) özür dilerim ..

10 NUMARA'NIN LANETİ (30/12/2008)

Futbol kanımızda var söküp atamıyoruz..istemiyoruz da atmayı...Bu kadar futbol seven bir ülkenin takımları neden basarıya ulasamıyor uluslararası arena da ? memleket olarak sorunumuz bu .Ama bence yanıtı açık ; 10 numaralar yüzünden !....Modern futbol ortada serbest oynayan teknik kapasitesi cok yüksek ama defansif özelliği hiç olmayan playmaker seklindeki oyuncları kaldırmıyor artık...Sergen gibi Hagi gibi şifo gibi adamların devri bitti artık hızla saldırma hızla savunma devri...ön libero felan da külliyen yalan bi konsept kimse kendini kandırmasın...bir akıncı birliği gibi 6 kişi ataga kalkıp ( minimum ) 6 kişi geri dönebiliyorsa takım işte o takımı yenmek cok zor ( bkz: Manchester united) O sebeble idda ediyorum ( memo abime selam ederim );" delgado ,lincoln,alex gitmedikce üç büyüklerden avrupa da basarı beklemesin kimse bu kadar net! Fener Alex i yollamanın yolunu yapmaya basladı inceden eger bu mantalite yüzündense bravo ! iyi bir gelişme...lincoln tam postalancak derken birden form tuttu ve vazgecilmez oldu ama uefa kupasında g.sarayı hezimetten kurtaramıycak! Anadolu takımlarıyla halısaha macı hızında gecen maclarda iş yapar bu abiler ama elin gavuru acımıyor abilerim...hepsi birer siprenter birer güresci mübareklerin..linoclnle delgadoyla alex le olmaz bu işler.. ülke olarak ayak uyduramıyoruz avrupaya ..10 numaralardan kurtulmak sart...takım halinde oynamayı öğrenmeliiyiz...Sivas ve trabzon 10 numarasız oynuyor ve ligdeki yerleri ortada...kahrolsun 10 numaralar yasasın takım futbolu !

EVLAT ACISI vs KUYRUK ACISI yada KANLAR VE ŞEKERLER (30/12/2008)

İnançlı ve oldukça merhametli bir adam bir yılanın kaya kovuğundaki hâline acır ona yiyecek ve içecek götürür yılan da ona bir altın verir. Karşılıklı bir dostluk kurulur her seferinde adam yiyecek götürür yılan bir altın verir bu böyle yıllar sürer. Günlerden bir gün adam çok hastalanır ve günlerce hasta yatar. Yattığı sürece de yılanın yemeksiz kaldığını düşünerek oğluna durumu anlatır ve yılana yiyecek götürüp bir altın almasını söyler. Oğlu ise hemen babasının sözüne uyarak yiyecekleri yılana verir yılan da yuvasından bir altın getirir. Bunu gören delikanlı demek ki “yılanın yuvasında altın dolu her gün gelip altın alana kadar yılanı öldürür altınların hepsini alırım” der ve yerden bir taş alıp yılana fırlatır.Yılanın kuyruğu kopar yılan da atılıp oğlanı sokup öldürür.Baba oğlunun gelmediğini görüp bir şeyler olduğunu hisseder. Hasta yatağından kalkarak yılanın yanına gider ve sorar -Yılan kardeş burada neler oldu ? Yılan da olup biteni anlatır; O zaman adam oğlunun suçlu olduğunu anlar yılandan özür diler -Yılan kardeş olan olmuş gel yine eskisi gibi dost olalım Yılansa; -Olmaz artık insan dostum...Sende bu evlat acısı bende bu kuyruk acısı oldugu müddet asla eski dostluk olmaz " der... Gazze Şeridindeki olaylar bu hikayeyle paralellik gösteriyor gibi..ama evlatlarla kuyrukların hesabı karıştı..dönülmez bir yola girildi....Kan üzerinden yapılan siyasetler kan akıtmaya devam edicek...herseyi geçtim ..şeker yiyebilsin Gazze şeridinde doğan yahudi ve müslüman cocuklar...birlikte yanyana yiyemicekler artık o kesin ama ayrı ayrı yiyebilsinler en azından ...hayat acımasız okuyan...kanlar ve şekerler ....

(25/07/2008) BRİSTOL'DEN BİR YAR SEVDİM

Yıllardır konsere giderim nedense ben bu konserde etkilendiğim kadar hiçbir konserden etkilenmedim . Görsel şov nedir,sahnede nasıl durulur,müzik nedir ? gibi soruların yanıtlarını topluca verip gitti Bristol'lü kardeşlerimiz Massive Attack taifesi. Arkada Jaluzi gibi duran panellerle adamlar Harikalar yarattı .Angel'i söyleyen erkekmiş lan diyenler arasında Gangster kılık abim ayrı bir şölendi bana.Bi butterfly Caught beklemedim mi _? bekledim ama olsun buna da şükür,Türkçe hazırlanmış pasajlar görselliğe anlam kattı,"....hande yener,oktay kaynarca.... tarkan....bilge öztürk..selülit mi ışık oyunu mu ? ....." derken cümlenin sonunda Massive attack yine boruyu döşedi ve dev ekranda şu yazı belirdi; " ...Türkiye Kendine Gel!!!!!..." elin ingilizi verdi ayarı gitti...daha ben ne diyim lan? " Türkiye kendine Gel"

(19/06/2008) OPERATION ORFEO...SANAT..VE BOHEMIAN RHAPSODY

Heves ettik...resimlerine kandık daha doğrusu..bide öyle bir tanıtım yazısı varki allahım allahım...evrenin sırrını bu oyunun finalinde açıklıyoruz dostlar demeye getirilmiş resmen. Bi heyecan bi gaz aldık biletleri gittik AKM'ye derken başladı oyun...oyun dediysem de bi tane sesi güzel ablamız anlamadıgımız bir dilden melodiler söylüyor..bide bi sahne var işte ne oldugunu uzun süre anlayamadıgımız. 5 dakika ...10 dakika 30 dakika derken baktık hiç bişey olmuyor,bir darlanma hasıl oldu insanlarda doğal olarak,homurdanmalar başgösterdi , ufak tefek cıkmalar basladı...heran cok sahane seyler olacak gibi gerilim yaratan ama hiç bişey olmayan oyun devam etti bi süre,sonra toplu bir oyundan cıkısa katılıp bizde dayanamadık terkettik oyunu. Normalde deneysellik insanıyımdır...ne yapılmak istenmiş anlamaya calısırım...empati kurma taraftarıyımdır ama..bu oyun beni de cok zorladı ve pes ettim.Bitirenler sahane bir finali oldugunu söylüyor ama kimse kusura bakmasın iki lazer şovu için 70 dakika aradabir elini kolunu oynatan dayılara katlanamazdım. Ha bu arada oyundan cıkar bir abimizin ağzından bitireyim bu postu " Lan bu oyunu bizim yerli tiyatrolar yapsa adamı sahnede döverler..danimarkadan ithal edince mal gibi izliyor bohemler.."

GÜZEL DEDELERİM BENİM

Bu fotograf senenin en iyi haber fotolarından biri seçildi,hakkıdır! o ayrı konu ben burda daha çok fotonun hikayesindeyim.Ülkemizin uzak şehirlerinden birinde bir sel baskını oluyor ve cok eski bir kütüphane sular altında kalıyor,içinde el yazması orjinal tasavvuf eserleri ile,yerel yönetim oralı olmuyor ama bunu haber alan ülkenin cesitli yerlerinden bikaç güzel insan,ihtiyar delikanlı aziz dedem,atlıyor gidiyor o diyara ve o onurlu elcağızlarıyla kurtarmaya calısıyor bu değerli hazineyi çürümekten,"yaş yetmiş iş bitmiş" bazen cok gerzek bir atasözü olarak kalabiliyor," hayır" kelimesinin anlamını Kuran kursalarına para harcamak sananlara bu dedemlerden güzel bir hediye olsun o kitaplar.

(23/02/2009) İZLANDA'DAN BİR YAR SEVDİM!

Kütüğümü Rejkaviyk 'e aldırma istegim HEİMA belgeselini izlememle hasıl olmuştu bünyemde...bu film ondan da önce aslında ama ben geç izledim... ve artık kesin kararımı verdim... beni izlandanın yağmurlarında yıkasınlar ulan !!...bi memleket bu kadar mı sanatkar bu kadar mı musikişinas olabilir..tamam mekan ülke değil 3D animation bir film platosuna benziyor olabilir ama.. herkes mi yaratıcı arkadasım ?? kıskancla izledim bütün filmi...avangard ve özgün müziğe gönül verenler bu filmi elinde kağıt kalem ile izlesin..gördüğü her grubu not alsınderim..harikulade!

(23/02/2009) İZLANDA FETİŞİSZMİ VOLUME 2

Az evvel yazdım..ikinci vatanımdır birincisi olsun isterim diye! seviyorum lan bu adamları ..hele ki bu adamı ,!!!...dünyanın en güzel erkek seslerinden birisi.. deselerki film çekioruz allah sesine bir dublaj yapacak adam varmı ? aha da bu abim yapar derim o derece bi ses ! ismi Steindór Andersen ..izlanda'lı bir folk müzik sanatçısı.. izlanda'da cok eski bir müzikal açılıma gönül vermiş bu abim HEİMA ve SCREAMING MASTERPIECE de yer alıyor sesiyle.. ve endamıyla... tam bir nordic pagan vesselem...ver o mübarek eline yüz sürem dayı diyesim geliyor her dinleyişte...uçsuz bucaksız bir vadide koşturan bir yabani at gibi bu adamın şarkı söyleyişi..

UYUŞTURUCULU GENÇ DİZİSİ

Böle bi klasman yok tabi ama ben dedim oldu.Uyusturucunun zararlarını konu alan "bagımlı olmak cok sakat bişey agalar aman diyim" ana temasını işleyen içerisinde illaki boka saran bir aşk hikayesi de bulunduran bu filmler bi ara cok modaydı,en son Requiem for a dream hayvani bir gişe yapıp fenomen olunca (ki ben asıl olarak filmi taşıyanın müzikleri oldugunu düşündüm hep o ayrı ) epeydir yoktu bu filmlerden.Sonuncusu CANDY denen bu film.Başlarda "aha uyuşturuculu genç dizisi lan bu" deyip burun kıvırsam da film belki de bu konseptin en iyi örneği olarak izlenmeyi hakediyor.Song to siren adlı cocteu twins sarkısıyla ve harika bir sahneyle acılmasına değinmiyorum bile ama Requiem For a dream'den cok etkilenenleriniz varsa bu filmden sonra ağzınıza sıçılma etkisi yaşayabilirsiniz.benden uyarması.

(18/02/2009)show must go on bazen!

Hayat bir yanılsama olabilir mi ? diye sormuş varoluşçulardan İsmini şimdi hatırlayamadıgım bir abimiz...neden olmasın diyorum şuan. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama hırsla tutunmamız yukarıdan ne kadar komik gözüküyordur acaba...zaman bizi ölüme tasıyor aslında..herseyin ilacı derler ya belki bu sebebten,tüm derdi tasayı nihai bir sonuca baglıyor ve hafifletiyor acılarımızı ,sarıyor yaralarmızı ,kefen denilen bez ömrümüz boyunca aldıgımız yaraların pansuman edilmesi mi ki acep ? kim bilir belki de öyle. Öylesine tuhaf bir telaş ki bu hayat ,hızla akıyor karmasalar içinde...bir yandan dolar yükseliyor,kriz kapımızdan içeri giriyor,İstanbulda ve tüm sehirlerde hummalı bir seçim kumkuması, pirinc fiyatları bilinmiyor denize yakın semtlerde, metrobüs gecmiyor hala sarıgazi'den...sincan da LCD televizyon satışları patalyamıyor,çiftçi üzgün,sanatçı yorgun,rantcılar zengin bir hayat ki hep devam ediyor..bir pc'de Queen calıyor ,fredy mercury "show must go on " diyor, dolar yükseliyor, kriz teğet geçmek istiyor geçemiyor, metrobüs hala bağcılara uzak..bir kadının histerik kahkahasına karışıyor dilencilerin yalvarışları ...hayat devam ediyor...beşiktaş vapuru iskeleye yanaşıyor...sarıkamış devlet hastanesinde dışarda hava eksi40 derece iken bir bebek doğuyor ....bu yazının bu kısımlarına geldiğinde yazar, belki de Edincik'de bir çınar devriliyor...azrail 80 yaşındaki bir bebeğin saçlarını okşuyor...ayakları üşüyor bebeğin...ama hayat hep devam ediyor (bu spontan yazı Nadide Şeref'in muhterem anısına ithaf olunur. Fotograf: Edincik Anıt çınarı )

YANSIMALAR vs BABAZULA

Unutturmayak diye tabutta rövaşata filmini yayına koyunca aklıma geldi YANSIMALAR'sız O film gercekten cok eksiktir bunu bilen bilir, (aynı durum requiem for a dream ve Qronos Quartet için de gecerli evvelden deyinmiş idim ) yani Tabutta rövaşata demek Yansımalar demektir biraz da,Ahmet uğurlu demektir, bab-ı Esrar demektir,boğaziçi,hisar demektir,neyse lafı uzatmayalım,arada bi kaç Baba Zula şarkısı var filmde ama ,utanmaz adamlar kendi adlarına filmin soundtracklerini cıkartmıslar,hayır filmde neredeyse bastan sona Yansımalar ama adamlar üzerine almışlar,cok sinirimi bozan bi olaydı bu , bak aklıma geldi dellendim yine... neyse siz sallayın babazula'yı bir bab-ı esrar dinleyin benim için ...ama arkadaslar iyidir!!...

(03/03/2009) VAKİT TAMAM!!

...Şahsi müzikal serüvenimde önem arzeden insanlardan birisi Ahmet Kaya ise..ahmet kaya'nın kişisel müzikal serüveninde en öenemli adam da yusuf hayaloğlu idi bu vesileyle kendisi benim de müzikal yolculugumun mühim simalarındandır.Dağ köylerinde geçmiş bir çocuklugun tek kasetcalarlı günlerinde ahmet kaya ,bethoveen ve bach ile paylaşılmıs zamanlardı...ama en cok ahmet kaya ...5-6 yaslarında bir cocuk ahmet kaya'nın siyasal durusundan ne anlayabilirse ben de o kadar anlıyordum ..yani hiç anlamıyordum ama içime dokunan bir müzik vardı o kasetlerde...orkestral yaylılara olan sebebsiz tutkumun yeserdiği zamanlardı ..ahmet baba cok kullanırdı orkestrasyonları ( osman işmen'e yeri gelmişken selam ederim ) ve ahmet kaya'nın tüm sözlerini yazan adam bugün vefaat etti...anlamlandıramadıgım öfkenin ..siyasi tavrın sahibi yani Yusuf hayaloğlu bugün hayata gözlerini yumdu..topragı bol mekanı cennet ola!...son sözler ondan ; Vakit tamam! seni terk ediyorum ....Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan kanmadım sevgiye Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi

(23/02/2009)RECEPLER VE ANKETLER

Yerel seçimlerde heyecan tırmanıyor..sanırım günde 25 anket felan yapılıyor yurdun çeşitli yörelerinde... muhterem basbakanımız dayılanmadan nemalanmaya devam ediyor...biz azıcık efendi olur diye tahmin ederken muhterem iyice coşuyor ,Kasımpaşalı yağızım demiş ki ;" dövecektim zor tuttum kendimi " keşke döveydin kasımpaşalım keşke döveydin de dünya tarihine bu absürdlüğünde damganı vuraydın...skandalın bas aktörü olaydın....benim için anket sonucları cok açık...Recep ivedik ilk bikaç günde gişe rekorları kırmaya basladıysa..büyükşehirlerdeki ampül talanı ve basımızdaki İVEDİK sabit kalacak demektir.. göbek kaşıyanlar önce sinemaya sonra o gazla sandıga gittiklerinde kime oyvereceklerdi ya ?? efendilik timsali..sessiz sakin kılıçdaroğluna mı? hadi canım sende....!!!!

(27/01/2009) İSTANBULUN YAŞI ARTIK "KEMAL" E ERDİ

Şimdilerde yepyeni bir heyecan var istanbul'da ,Kemal kılıçdaroğlu heyecanı! istanbul tarihinin gelmiş geçmiş en süpersonik Belediye baskanı aday'ı olması muhtemel muhtesem politikacı , on numara kral abimiz Kemal Kılıçdaroğlu. Bu adama önce herkonuda oldugu gibi meshur TC vatandaşı süpheciliğiyle yaklastım ben ama izledigim her programda okudugum her röportajında kafamdaki şüpheleri darmadagın etti suan kendisinin müridi gibiyim ....Öl de ölelim Kemal abi modundayım...insanların yüzlerinden Auralarını hissedebildiğime inanırım ve 25 yıllık ömrümde hiç yanılmadım. Bu adam gercekten tertemiz bir insan...bu adam bir değer...cam fanuslardan saklanması gereken birisi...verilemiyecek tek bir hesabı yok...belgesiz bos keseden ithamlarla ahkam kesmiyor...çamur at izi kalsın ne demektir cok iyi biliyor edebi ile elestiriyor...Cıkıyor ve cok sade ama net anlasılır bir biçimde derdini anlatıyor...uyan artık Türkiye dinle su adamı !!; dahi felan degil bu adam sadece dürüst...ve sorular soruyor...diyor ki ; " bir yere taksiyle gideceksem taksimetre ne yazdıysa onu öderim...taksici beni oraya götürerek bana bir hizmet vermiştir ama karsılıgında da bedelini almıstır...neden taksimetrede yazılandan daha fazlasını ödeyeyim ki ? " Evet muhterem istanbul halkı... metrobüs güzel icraat ama neden 500 bin euro ya aynı ebatlarda aynı fonksionlara sahip otobüsler varken 900,bin euro ya yenileri alınıyor ? kime gidiyor bu paralar ? bunları sorgulamanın zamanı geldi simdi....melih gökcek arsızca ve alenen soygun yaptıgı için tüm dikkatler üzerinde belki ama güleryüzlü maviş gözlü kadir başkan da gökcek'den geri kalmadı buna eminim...sadece sıra daha yeni ona geldi...simdi onun kirli camasırlarını göreceğiz...bekliyoruz Kemal abim..güzel abim benim...mahallenin iftaharısın ...köyün okumuş tahsilli efendi cocugusun ...sana yürekten itimadım var...bastır.. idda ediyorum kemal kılıçdaroğlu bu ülkenin ikinci Kurtarıcı Kemal'i olabilir..( kemal derviş için aynı seyi söylerenler fena patladı ) ..Kemal kılıçdaroğlu ; avrupa macının ikinci ayagında evinizde oynuyorsunuz...ilk macda 2-1 maglup olmussunuz kendi sahanızda bastırıyorsunuz...dakika 80 ama gol yok ...resmen rakip sahaya yıkılmıs maç ama gol yok..stresden kurdeşen dökülür olmuş...işte o an defans oyuncumuz cıkar bi gol cakar stadı yıkar ya...işte o defans oyuncusu benim gözümde kılıçdaroğlu'dur...böyle hayal ediyorum ..böyle olur insallah..d

(27/01/2009)LİLJA 4EVER "uzay boşluğundan salınan sahipsiz bir beden"

Bir Rammstein şarkısıyla tam gaz açılan film, peş peşe aralıksız devam eden şarkılarla bir klip kuşağı ya da bir öğrenci kısa filmi izlenimi uyandırsa da ilk başta, devamında daha gerçekçi ve profesyonel bir tabana oturmaya başlıyor. Kasvetli bir demirperde sonrası şehrinde iç sıkıcı atmosferlerde daha açılıştan “ çok fena karartıcam içinizi “ diyor izleyene. Ama film bol bol klişe ile dolu, hatta yer yer “Uyuşturuculu Genç filmi “ kıvamına bile yaklaşıyor. ” Hayat çok boktan “, “Sorunlu bir ailen varsa… Kesin fahişe olursun “ gibi klişelerin öyküyü kaçınılmaz olarak sürükleyeceği noktalara gitmekten hiç çekinmemiş yönetmen..Daha başından sonu belli olan Türk Filmleri gibi ezbere bildiğiniz öyküyü izliyorsunuz… Bu denli klişe bi öyküyü seçip sonuna dek izletmek de marifet aslında göz ardı etmeyelim. Ama ölen Volodya’nın birden kanat takması çok zorlama ve karikatürize bir tavır. Aslında gerçekleri yüzümüze vurmak için çekilmiş bu filme sanki oturmamış gibi (tabi bu; yönetmenin bu şekilde bir tezat yakalama çabası da olabilir o ayrı…) Ama her şeyden öte, ailesi tarafından terk edilen bir kızın para kazanmak için ilk çare olarak fahişeliği seçmesi ve sanki buna zorlanmış gibi lanse edilmesi, filmin aslında fikren oturmamış tabanını dışa vuruyordu benim gözümde. “Başka iş mi yok; gençsin, sağlıklısın, taşı sıksan suyu çıkacak; adam gibi markette çalış, temizlik yap, ne bileyim; çalış bir yerde, ne öyle hemen yatıyorsun elalemin adamlarının altına? “ diye sormadım mı? Herkes gibi sordum elbet,bu da filmin sonundaki dramın etkisini aldı götürdü benden. Ama doğruya doğru fuhuş sahneleri olabilecek en etkili kamera açıları kullanılarak çekilmiş, bu noktada çok takdire sayan iş çıkartmış yönetmen. Sinemada yıllarca tecavüz sahnelerinde hep kamera kadını gösterdi, (en azından benim izlediklerimde) o an asıl verilmek istenen kadının hissiyatı ise bu yanlış bir tercihti. Bu filmde yönetmen istemediği adamlarla yatmak zorunda olan bir kadının gözünden çekmiş sahneleri ve çok gerçekçi bir şekilde geçirmiş o hissi izleyene. Filmde bence en etkileyici ve trajik durum; istenmeyen bir çocuk olan (kürtaj yapılmak istenip yapılmamış) Lilja’nın, annesinin de onu terk edişinden sonra ortada bir uzaylı gibi sahipsiz kalmasıydı… Ana yok, baba yok ama bir insan var, aidiyet yok, ne bir aileye ne bir şehre… Bir dini aroma var Lilja’da sık sık vurgulanan ama havada kalıyor oldukça... Geriye kalan ise uzay boşluğunda salınan sahipsiz bir beden; Lilja… Sonuç olarak; film klişe bir öyküyü zaman zaman klişe bir anlatımla, zaman zaman da çok orijinal metotlarla derli toplu bir şekilde anlatıyor, zaman kaybı olarak nitelendirilebilecek bir film asla değil, ama bir film izleyeyim de adam akıllı bir sarsılayım diyorsanız beklediğinizi bulamama ihtimaliniz yüksek.

Akşama Müsaitseniz Headbang'e gelicez

Şimdi yeni söylentiler peydah oldu,metallica yaza istanbula geliyormus,inönü de olacakmıs konser,internette bir fırtına kopardı bile coktan bu haber,valla ne yalan söyleyeyim çalışırken ekşisözlükten aldığım bu haberi okuyunca suratımda pis bir gülümseme belirdi.Üzerimde takım elbiseler bir yandan capuccino mu yudumlar bir yandan da kredi onay formlarını doldururken coook eskilerden bu aslan parçalarının konser haberi bi tuhaf etti içimi.Kolpa olma ihtimali var zira minium 1.000.000 dolar masraf demek bir metallica konseri ama belli de olmaz hani,olursa gideriz.. eski dostlarla ..eski dostlara ...hey gidi gençlik günleri be!..."şş olm duydunuz mu lan nivstit hetfiiiildin köpeeni tekmelemiş hetfiiilt ondan gruptan atmıs lan jeysını" gibisinde geyikler harlamak istiorum konser öncesi bekleşirken, ya da " aga lars ın davullara hastayım yeaaa cok aksak abi adeaam şahane yaneee" felan demek istiyorum umarsızca..."Hetfiiiltin ses teller sıçmış aga zaten grup eskisi gibi iyi deil miş " diyenlere fak off diorum sadece hetfield'im bi "yeaaaah " dese yıkarız ortalığı bea! akşama müsaitseniz annemlerlen headbang yapmaya geleceğidik ama ? ne? fak dı sistim abi yeaaaa!!!!

MİDEMİZİ BULANDIRAN VAKİT LER

Vakit gazetesinden su okuyucu yorumu beni gerçekten farklı düşüncelere gark eyledi::: şu hayatta iki çeşit insan var iyiler ve kötüler,,,, ve bu iki grup insan tipinin davranısları heryerde benzerlik arzediyor, en basit örnegi burda işte ömürünü eğitime, muhtac cocuklara ,bedelsiz eğitim vermeye adamış guzel bir profesör bi yanda , ömrünü dindar kisvesi altında kücücük kız cocuklarına tacize adamıs bir yazar ve onun gazetesi ve o gazetenin okuyucuları bi yanda,,,hayattaki çizgiler öylesine kesin ve net ki ,,,,ya içindesindir çemberin ya da dışında yeralırsın okuyan ! bu bu kadar net!

4x4 'lük REASON ve MOZART

Bu ismine kurban oldugum program zannımca müzik tarihinde bir miladdır.Hep söylediğim bişey var Reason çıktı mertlik bozuldu diye,bu kötü bi durum değil eskiden çok zor olan şeyler artık bir pc ekranı mesafenizde .Eskinin dahileri bence şöhretlerini birazda olanaksızlıklara borçlulardı,bir senfoni yazıp onu 40 kişilik bir orkestradan dinlemek ve dinletmek herkese nasip olacak bir hadise değildi,bu sebeble bir konser veren,bir kere senfonisini orkestraya çaldıran adam alıp yürüyordu,amatör müzisyenlikden profesyonelliğe geçiş imkansız bir bariyerle engelli gibiydi.Babaların hakkını yemeyelim hepsi büyük dehalar ama ünlerinin bu kadar büyümesinde rakip azlıgının cok büyük payı var bunu da kabul etmek gerek.Ama şimdi öyle mi ya? bir senfoni yazabilecek yeteneginiz varsa illaki bunu kaydetmek için senfoni orkestrası kiralamanıza gerek yok,REASON var =). Reason ile istediğiniz senfoniyi kaydedebilirsiniz,yeterki sizde cevher olsun dısarı cıkartmak cok kolay.Bir midi klavyeniz yoksa bile sabırlı bir birey bir mouse aracılıgıyla senfoni yazabilir.İste teknolojinin bu kısmını seviyorum,yeteneklere kendini ispatlama şansı veriyor,eskiden olsa ,ohooo senfoniyi yazacanda( kafadan),hiç dinlemeden bitirecen,notasyonlarını coğalttırcan da ,orkestrayıyı baglıcan da ( ki bunun için ciddi lobi gerekmekteydi o zamanlar ) orkestra buna hazırlanacak da aylar sonra dinlicen senfonini ilk kez..ölme eşşeğim ölme.Ama bi diğer soru da gelmiyor değil aklıma " ya rahmetli mozart,bethoveen,bach şimdi bu devirde yaşasaydı ?" ..." ya hepsinde birer REASON birer Cubase ya da protools olsaydı ? binlerce plugin binlerce VST midi klavyeler fln?" offf ortaya cıkabilecekleri düşündükçe saçma da olsa bi heyecan duyuyorum ama tabi olmayacak duaya amin denmez...torapkları bol olsun rahmetlilerin..Haydi müzisyenler bunca fırsat elimizde..hani nerde "Requiem" nerde " 9.senfoniler" ?

(17/03/2009) Kara murat benim! hayır benim!

Seçim heyecanı aldı yürüdü,İstanbul'un ampülü bereketli o kesin bu sebeble en merak ettiğim yer Ankara. Ankara'daki kardesim ODTÜ'den coşkulu güzel haberler verdi Karayalçın için sol neredeyse birleşiyor gibilerinden..bakalım dedim...hayırlısı. MURAT KARAYALÇIN ; çocuklugumdan beri sol'un yeni umudu oldu ülkede ..ama hiçbir zaman bekleneni veremedi çeşitli sebebleri var elbet ve genelde bu sebebler hep olumlu özelliklerinden kaynaklanıyor, dürüst ve hizipçilik bilmez yapısı , ali cengiz oyunlarına olan uzaklıgı ve Baykal'ın gazabı onu türkiye'de demokratik sol harekatın başında olmaktan alıkoymuştur. Faşist kürtlerin eski yerel seçimlerde verdiği desteği Solun hoşgörülü yansımasıyla karıştırması ise belki de siyasi kariyerinin tek büyük fakat iyi niyetli hatasıdır. ( iyi niyetli diyorum zira kürtçü olamıyacak kadar demokrat ve cumhuriyetci oldugunu herkes bilir ) . Karayalçın sesinin tonundaki vakar ile olsun kırlamış bıyıkları ve saçları ile olsun, semirmişlikten cok öte zayıflıgıyla olsun hep " halden dertten anlar gamlı bir abi" aroması yaymıştır benim gözümde. Adeta ortaokuldaki en sevdiğimiz fen bilgisi hocasıdır ; " arkadaslar kopya cekmeyiniz istirham ediyorum ne bildiyseniz onu yazınız ben nasıl olsa biyerlerden puan verir sizi geçiririm aramızdaki hukuk bozulmasın lütfen" diyen saygıdeğer bir öğretmen kıvamıdır benim gözümde. 70'lerin sosyal demokratıdır, o devirden cıkıp gelmiş gibidir. (fenerli ve G.saraylı sosyal demokrat kardeşlerim gücenmesin ama ) biraz Süleyman Seba'dır benim gözümde. Anlayana sivrisinek sazdır ..anlamayana Master of Puppets azdır !

(14/04/2009) EL KALASICCO

Dünyanın kaç numaralı derbisidir FG-GS derbisi sorusunun cevabını bilmiyorum ama dünyanın bir numaralı kerizleri üç büyük kulübün yöneticileridir onu biliyorum.Fotoğraf herşeyi açık açık söylüyor, lincoln ile carlos omuz omuza vermiş resmen olan bitenle ta..k geçiyorlar.Adamlar almış paralarını peşin hemde tüm avrupa da alabileceklerinin 3 katı bir rakam almıslar burda peşin! el oğlu yan gelir yatar tabi, sonra sen de derdine düşersin yok brezilyaya gitti dönmedi yok öyle yaptı böoyle yaptı diye, ya ne yapacağıdı ya adnan emmi ?? senin kerizlerin gibi birbirine mi gircecekti.? Haaa şunu da peşinen söyleyim bu kavga yılın en tırt kavgasıdır resmen bilinçli çıkartılmış gündem değiştirilmek için yapılmıstır yoksa dev gibi adamlar bu kadar kavga etme yeteneginden yoksun olamazlar , yumruk atmayı bile bilmiyorlar resmen ( biliyorlar tabii de dravdan kavga edince böle oluyor yumruk) Peki bu kavga en cok kime yaradı ? tabiiki adnan-aziz ikilisine... kelleler koltukda geldiler maça iki hafta daha kafa dinlerler en azından.Adnan reis bi de cıkmış diyor ki; " Bu bir tezgah fener'le cimbom u elemek için kurulmustur" Ulan insan kendi bari inanır sölediği yalana ...böyle birsey var mı ? digitürk abonelerinin yüzde 85 i GS-FB taraftarlarından oluşmuşken hangi keriz tezgahtar böyle bir tezgah kurmaya kalkar a benim arsız Adnan'ım ??? Senin o tezgah dedigini kurdular zamanında ama tam tersi sekilde... beşiktaş 11 puan farkla basını alır yürürken cem papila denen tetikçi cıktı 5 kırmızıyı caktı dravdan ( o kırmızıların hepsi haklıydı diyenlere siktrip gidip çay koymalarını tavsiye ediyorum )beşiktaşı aldılar yarıstan fenere hediye ettiler decoderleri -kupayı! asıl tezgah öyle kurulur adnan reis.. böyle akla mantığa aykırı tezgah olmaz ..kimse yemez bu naneleri...Son olarak tamamen kişisel görüşüm ; hangisi dogru hala karar vermiş değilim.Aslanlar gibi kavgaya girmek mi ? yoksa kerizleri uzaktan izlemek mi ?

"GASTE" OKUYUN DA ÖĞRENİN!

İstanbul'da yepyeni bir furya başladı; Bedava tabloid gazete!. Önce ben sevindim bu duruma ,sabahları görevlendirilmiş yüzlerce insan size bedava gazetenizi takdim ediyor ,hoş bir durum,lakin mayamda var sanırım su memlekette nerde böyle bir hayır hizmeti görsem altından bir çapanoğlu çıkmasından kıllanıyorum. Yine yanılmadıgımı söyleyebilirim küçük çapta bir araştırmayla bile bedeva dağıtılan bu " Gaste" nin sahibinin değerli başbakanımızın değerli danışmanlarından meşhur ZAPSU ailesi olduğunu öğrendim. Hayırsever bir aile bu aile sırf millet okusun öğrensin diye bedava "gaste" dağıtıyorlar yahu ne varmıs fesat adam! diyebilirsiniz elbette bende size münasip yerlerimle gülerim ama konu sadece bu da değil.Farketmişsinizdir bu gaste oldukca ciddi meblalarda basılıyor Maslak civarında yerlerde bol bol eski sayılarını görebilirsiniz,çevre kirliliğine katkısı başladı hemen bu bir! ikincisi bu kadar kağıt nereden geliyor ?umarım geridönüşümlü kağıtlardan yapılıyordur bu gasteler yoksa ağaçlarımızın vay haline! Zira ben dikkatle inceliyorum içerik olarak zaten kimseye birşey katma iddasında olmayan ,internetten ordan burdan derleme haberlerden oluşmuş bir gazete sadece. Bunca ağaca değmez,Zapsu agabeyimiz arkadaslarına ve arkadaslarının belediye baskanı arkadaslarına arka çıkmak için daha az ağaç katlederek de yardımcı olabilir gibime geliyor.Son olarak ;Aydın doğan abimizde gircekmiş beleş gaste işine ! bizde bi eksik var nerde kaldı diyorduk tam haydi buyursun o da... haberin linki için buyrun : http://www.patronlardunyasi.com/news_detail.php?id=40512

SELAMETLE COMANDANTE!

Dikdatördü, kahramandı,devrimciydi ben bu argümanlara giremicem,giren girmiş heryerde,benim bildigim birsey var en amiyane tabirle kişisel gıcıgımın had safhada oldgu amerikan emperyalizmine bu adam yıllarca kafa tuttu arkadasım,ben bunu bilirim,benimkisi fener'e karşı oynayan takım kim olursa olsun sempati duymam gibi birsey olarak da algılanabilir isterseniz ama o kadar basit degil elbet.Sonucta siyasi bi durum ortada,emek verilmiş bir ülke,bir devrim,feda edilmiş bir hayat.Halkı memnun muydu ? değil miydi ? bilemiycem gitmek nasip olmadı kübaya ama giden bi kalantor abimiz var;Hıncal Uluç! kominist propaganda yapacagına hiç ihtimal vermediğim bu abimiz son yazısında fidel'i öve öve bitirememiş,vardır bi bildiği diyorum yine Hıncal ustamızın ! hem de bu kez işime geliyor itiraf ediyorum not: yazısı için burdan http://www.sabah.com.tr/uluc.html

SAHTE TÜRBANLILARA DİKKAT!

Fethullah Gülen hoca efendi hazretleri geçen yine bir sohbetinde şöyle buyurmuş; "Sahte türbanlılar başı açıklara tacizde bulunabilir,sırf provakasyon olsun diye" . Mümtaz Din adamı ,eşi bulunmaz filozof yine gerceklere işaret etmiş ben geçenlerde Bi grup sahte türbanlıyı çim sahada görüntüledim ,vallaha da türbanlı kılığına girmiş gizlice top oynayan adamlardı bunlar! türbansızım diye sırf provakasyon olsun diye bana sataşmalarından korktugum için sıvıştım ordan,ama gercekten var öyle şeyler.. yaa yaaa!!

AMAN ABLAM SAÇLAR GÖZÜKMESİN!

Dünya da aşk kadar güzel birsey yoktur elbet,kimsenin aşkında ,öpücüğünde gözümüz yok da,bişeyler de tutarlılık,samimiyet arıyor insan,Bana kalırsa bu ablamızın hareketlerinde hiç suç yok,sonuna kadar arkasındayız bu romantizmin,oturmuşssun günbatımında tüyap'ın otoparkına,eşsiz haliç manzarası öpüş kardeşim kime ne! ama oy verdiklerin acımasız,oy verdiklerin ayrımcı,aynı partiye oy verdigin oydaşların arasında oteller yakıp yazar öldürenler var! sokakta öpüştüğü için çiftleri dövenler var! aman benim güzel bacım,başı açığa bunu yapan seni çiğ çiğ yer aman dikkat!

OZ Büyücüleri

Oz dizisi hakkında bişe demiycem artık,(gelmiş geçmiş en iyi dizi demişim) geçenlerde finalini yaptık,izleyenlerle günlerce geyiği yapılır bitmez ama 6 sezon 7 yıl'ın ardın diziden binlerce kare binlerce replik,yüzlerce ölüm kaldı aklımda..hepsi birbine karıstı,kim kimi kesti kim kime çaktı hesabını karştırdım,ama aklımda iki adam kaldı özellikle! Chris Keller ve Ryan O'reilly! Bu iki Oz büyücüsü,soğuk kanlı karizmalarıyla,müthiş çarpıcı zekalarıyla bi şekilde onlarca beladan kazasız belasız kurtuldular,kafalarında binlerce tilki dolastırıp hiçbirini sezdirmediler,"Art of Living " dir bu yaptıkları ...sonları farklı ama orjinal oldu bu yigidoların...biten bir dizinin ardından ..en çok da bu iki adam için ..."Peace!"

COHEN BİRADERLERİN OSKARI ve JAVİER BARDEM

Bu adamların sinemasını oldum olası severim.Her filmleri ayrı güzeldir.İfistanbul kapsamında izlediğimim son filmleri ;"no country for the old men" ile 4 dalda oscar kazanmalarında Akademideki Yahudi lobisinden faydalandıklarını düşünenleriniz olacaktır muhakkak,oscar ödüllerindeki Torah etkisini gözardı etmemekle birlikte bu adamların bu ödülü sapına kadar hakettiklerini düşünüyorum! Bu filmde başka bi adam var sözetmek istediğim Javier Bardem! İlk kez "mar adentro " adlı eşsiz ispanyol filminde hayranlıgımı kazanmıştı, bu rol de bambaşka bir Javier vardı ama yine çok çok başarılıydı ki akademi de ödülü vermiş kendine,bu akademi herzaman hak yemiyor vallahi!

RİCO PAŞANIN GEMİLERİ

Blog aleminde bu kadar başarılı futbol blogları varken ( bkz: aceto balsamico, kalearkası,vs..) bana futbol yazmak düşmez elbet ama yazacağım şey teknik bir analiz değil zaten,yukarıdaki foto ile ilgili,Futbol da ben en çok ruh'u ile oynayan topçuyu severim,kaliteliymiş degilmiş ,profesyonelmiş istikrarlıymış beni ırgalamaz, ben geldiğinden beri bu adam da hep aynı şeyden rahatsız oldum, bu adam "RUHSUZ" du bana kalırsa, bu fotografta bunun ispatı oldu artık bana,tüm takım sevinten kudurmuş,paşa hazretlerinin umru değil...ne güzel şey şu fotograf

Wellcome home!

Nihat -holosko-bobo ... ümitlenesim geliyor sevgili seyiciler... kulağımda şampiyonlar liginin şarkısı ...bi gol den sonra nihat tavşan gibi koşarak yüzüğünü öpüyor...ikinci golde holosko sağ eliyle kalbine kalbine vuruyor ....üçüncü golde bobo armamızı öpüyor ...rafael benitez anfield road da gocuğunu yiyor... sonra alarm çalıyor kalkıp giyiniyorum ...arabamı çalıştırıyorum işe dogru mahmur gözlerle sürerken arabamı radyoda spiker Nihat Beşiktaş da diyor... neden olmasın lan diye gaza geliyorum...manga dan geliyor... dünyanın sonuna doğmuşum... ya da ölmüşüm de haberim yok!!...

(26/05/2009) Çember Daralıyor

Gecen sene yine doğumgünümde büyük yerli üstadımın bir filminden bir kare koymustum( nuri bilge ceylan'ın üç maymun'undan ) Şimdi de Hem nuri usta'mın hem de benim Sinema Tanrımız ..idolümüz olan büyük usta'nın bir filminden bir kare koyuyorum kendime dogum günü hediyesi olarak ...Dogum günlerimde Bu film karelerini koyuyorum ki hayatımın anlamını hiç aklımdan cıkartmayayım ...olur da düşersem rutin hayatın gündelik sıkıntılarının içine bakayımda benim napmam gerekirken ben neler yapıyorum diyerek kendimi gazlıyayım !! bir sene daha geçti... atlı karınca 365 gün daha döndü çember tamamlandı ...yine 26 mayıs ... ve henüz o filmleri hala cekemedim ....( fotograf STALKER filminden )

SAHTE KÖTÜLER ÖLDÜ MEYDAN GERÇEKLERİNE KALDI

Kirkor Cezveciyan ,bilinen ismiyle Kenan Pars doğdugu gün de olan 10 mart da aramızdan ayrıldı. Yeşilçam'ın bu sözde kötü adamı Ermeni asıllı yurtdaşlarımızdan birisiydi,ama bu halkın çoğunluğun bilmediği bir bilgi, Hrant dink vakasının alevlendiği bu günlerde ölümüne üzüldükleri bu sinema duayeninin ırkı biraz şaşırtmıştır bizim kurtlar vadisi jenarasyonunu ama idare edicekler artık. Bakırköy de sessiz sedasız Büfecilik yapıyordu Kenan Pars bir çok yeşilçam emeklisinin aksine " Beni hatırladınız mı hani filmlerden ...kötü adam ben.." tadında bir ajitasyona hiç girişmemiş olması saygıdeğer bir davranış olarak kayıtlara geçe dursun Hürriyetin haberi aktarırken başvurduğu kepazelikle son vereyim bu yazıma; " babam ölmeden bikaç dakika önce kelime-i şahadet getirip müslüman olmustu" demiş göya Kirkor abimizin kızı! külliyen yalan olduguna kalıbımı basarım ..habere devam ediyoruz ..cenazesi Ermeni usullerince ermeni klisesinden kaldırılacaktır.!! işte habercilik budur,Kenan abim de ne kadar fevriymiş ulan ..son dakika ani bi kararla müslüman olmus o kadar son dakika ki beni müslüman usullerine göre gömün bile diyemeden hatta.. ey benim palavracı medyam at yalanı öpsünler inananı!!

MİLLİ GAZETE'DE SUSAM SOKAĞI ROMANTİZMİ

Milli Gazete bu fotograftaki annelere sansür koymuş gazetede yayınlarken, şahane bir haber gülmekten karnıma ağrı girdi desem yeridir. resmin orjinalini gördüm erotizme dayandırılacak hiçbirşey yoktu bence... hele ki milli gazete yazarları ve okurlarları için ! neden mi ? Teyzelerin yaşı geçmiş pörsümüş ! en genci 25 yaşında kadınlar , Bu amcalar için cok yaşlı kadınlar bunlar, onlar daha çok Susam Sokağı erotizmini seviyorlar malumunuz !!! neydi o dedenin adı ya ??Hüseyin ÜZMEZ mi ? nerden geldi şimdi aklıma ? ( bide deyim vardı ..neydi o dervişin fikrizi zikri bişey di ama.. unuttum şimdi =P )

(19/06/2008) AH HAYAT!....

Başlık düşündüm uzun süre bu resime..çok zorlandım..ne yazacağımı bilemiyorum fakat dondum kaldım ekran başında...yine mezopotamyanın uğursuz toprakları...petrolle lanetlenmiş çöl..IRAK da bir bombalı saldırı,sanki petrole göz diken Coni'ler yetmiyor gibi birde kendi içlerinde savaşmıyor mu bu araplar sinire kesiyorum büsbütün.Klasik Şii VS Sünni mücadelesi....o masum cocugun artık hissetmeyen dudakları...Şii dudağı mı daha hissiyatlıdır yoksa Sünni dudağımı ey okuyan ? ben bilemedim..sen biliyorsan bi ses ver...ah hayat! sen ne tuhafsın dudaklar felan...

(27/05/2008) PALA ŞAİR'E VEDA

Beyoğlu bir öz evladını daha yitirdi...herkes beyoğlunu sever..gezer tozar içinde..ama bazıları gerçekten beyoğlu insanıdır, beyoğlunda gezmez bizzat koynunda uyur..Pala Şair dayımız da bunlardan birisiydi...beyoğlu deyince akla gelen insanlardan birisiydi..süsüydü beyoğlunun ...duvar kağıdındaki figürlerden birisiydi,aslen Tokat'lı olan bu Aşk insanı sessiz ve sedasız Geldiği bu fani diyardan sessiz sedasız ayrıldı ..Hayat ne tuhaf değil mi okuyan...vapurlar felan

TAYYİP-NAİM-SEYİT ONBAŞI VE İMAN

Büyük Türk düşünürü aynı zamanda freelance Başbakan Recep tayyip erdoğan yine mükemmel bir düşünce,harika bir ideolojik açılım müthiş bir vecize ile döndü Türk düşünce Dünyasına!Şöyle buyurdu Zerdüşt ; " Seyit onbaşıyı kahraman yapan ,o gülleyi taşıtan imanıydı,haydi buna da laik değil desinler!" . İşte budur ! heryerinden buram buram zeka buram buram birikim kokan bu vecizeyi açmak istiyorum biraz ,Diyor ki üstad; İman olmasaydı Seyit onbası 350 kg lık topu kaldıramazdı,bu da mı laiklik karşıtı diyor,ve böyle diyerek kurtuluş savasında canını aynı gaye için feda etmiş binlerce gayrı müslim vatandaşımızın kemiklerini sızım sızım sızlatıyor,şehadet mertebesini islam iman esasları tekeline aktarmış büyük düşürümüz.Şimdi ben bu mantık perspektifinden yola çıkarak iki çıkarım yaptım acizane, birincisi ; Seyit onbasıdan buyana en imanlı vatandasımız naim süleymanoğlu'dur diyorum , ikincisi ; Bu fikrin savunucusu Muhterem Müslüman Tayyip bey imanını 350 kg lık bir agırlık kaldırarak ( elbette basının önünde) bize ispatlayabilir mi acaba ? zira ben basbakanımın imansız birisi oldugunu düşünemiyorum zaten de ,bir de cümle alem görsün rahatlasın istiyorum.

HEPİ BÖRTDEY KARL!

Seversin sevmezsin o ayrı hikaye ama bu abiye saygı duymalı insan, dünya tarihine şekil veren düşünce adamlarından belki de en önemlisi, dünya gidişatını değiştirenlerden, prusyalı yahudi bir ailenin 3,cocugu. Fakirlik ,gurur ,azim ve Çalışma içerisinde geçen bir hayat,o derece ki parasızlıktan evladını kaybetmiş bir babadır kendisi çok bilinen bir öykü değil. doğum günün kutlu olsun Karl dayı, söyleye söyleye dilinde tüy bitti ama değişen bişey yok abicim ,hersey aynen devam ,bıraktığın gibi ..

BİR ANDA BİRÇOK ŞEY

Uzun süre iş yoğunluğundan ara verdiğim bloguma tekrar bişiler ekleyim dedim, gündem o kadar kalabalık ki ,1 mayıs da polis vahşeti, Harika insan büyük düşünür İrecep tayyip erdoğan, mükemel muhassebeci Sn Unakıtan ve oğulları , Ergenekon çetesi , Futbol ,Flaş transferler , herbiri hakkında binlerce kelime tüketebilirdim,binlerce söz geldi aklıma,doldum tıkandım,bişe yazamadım,derken yine görselliğe tutundum, bu yaşlı ninem yetişti yardımıma ve içimdekiler " kabaca " özetledi,daha seviyeli yazılarda buluşmak dileğiyle...

10 Ekim 2010 Pazar

The Tree (L'ARBRE)

Hiç yorum yok:

OBAMA KOMA BURAMA KO

PAZAR 90küsur ve Mustafa Yolaşan

VERİN İ.MELİH'İN TOPUNU

(22/12/2008)ÖZÜR DİLER MİYİZ?

10 NUMARA'NIN LANETİ (30/12/2008)

NOSTALJİK KÖŞE---ECE AJANDA

EVLAT ACISI vs KUYRUK ACISI yada KANLAR VE ŞEKERLER (30/12/2008)

(07/01/2009)HELAL OLSUN SANA

(25/07/2008) BRİSTOL'DEN BİR YAR SEVDİM

FİNANS DÜNYASININ BASİT ANALİZİ

(19/06/2008) OPERATION ORFEO...SANAT..VE BOHEMIAN RHAPSODY

GÜZEL DEDELERİM BENİM

Rubik küpe ve kubizme farklı bir yanaşma

(23/02/2009) İZLANDA'DAN BİR YAR SEVDİM!

(23/02/2009) İZLANDA FETİŞİSZMİ VOLUME 2

UYUŞTURUCULU GENÇ DİZİSİ

(18/02/2009)show must go on bazen!

(19/02/2009) KERİZ FENERİ

YANSIMALAR vs BABAZULA

(03/03/2009) VAKİT TAMAM!!

(23/02/2009)RECEPLER VE ANKETLER

(24/02/2009) YORUM YOK!

(27/01/2009) İSTANBULUN YAŞI ARTIK "KEMAL" E ERDİ

(17/02/2009) HER DERDE DEVA

(27/01/2009)LİLJA 4EVER "uzay boşluğundan salınan sahipsiz bir beden"

Akşama Müsaitseniz Headbang'e gelicez

AZICIK DA GÜLMEYEK Mİ ?

what to do

MİDEMİZİ BULANDIRAN VAKİT LER

THE WIND THAT SHAKES THE BARLEY

AMAN ŞEKER OĞLAN !

MİRSİNA KÖYÜ GREBENE-1

Mirsina köyü-2

VİVA LA CİNEMA!!!

4x4 'lük REASON ve MOZART

(17/03/2009) Kara murat benim! hayır benim!

(18/03/2009) AYARLARIZ Bİ ŞEKİL!

(14/04/2009) EL KALASICCO

(14/04/2009) 93 harbi

THE MADRIGAL "birkaç acaip oğlan"

"GASTE" OKUYUN DA ÖĞRENİN!

SELAMETLE COMANDANTE!

KOSOVA'DA BAĞIM-SIZ-LIK!

MEMLEKTİMDEN MANZARALAR

SAHTE TÜRBANLILARA DİKKAT!

Gülelim Eğlenelim

AMAN ABLAM SAÇLAR GÖZÜKMESİN!

OZ Büyücüleri

UZUN SAÇLI GİTARİST ADAM ÖLDÜ

ALAYINA İSYAN ÖLÜMÜNE HEAVY METAL