26 Temmuz 2011 Salı
Aklın Yetmez Tubitak
bu haberi radikalde okudum tansiyonum tavan yaptı ( bu lafın sahibinin de kulakları cınlasın neyse) ulan tubitak , ulan F.G sen var ya.
Tubitak epeydir abiler(!) tarafından ablukaya alınmış durumdaydı zaten,içeride bizzat tanıdıgım abiler (!) var ( kendisini cok severim iyi cocuktur ayrı konu) ama TUBİTAK bitmiş durumda oldugunu bu son haberle artık cümle aleme duyurdu.Gencecik bir dehanın bilim hevesini kursagında bıraktıgı yetmezmiş gibi bir de Beyin göçüne davetiye cıkartıyorsunuz.Aslında Abiler(!) bilim olimpiyatlarını severdi ama Yamanlar Kolejinden cıkmayan dahiye dahi demem ben söylemine sarılmışlar sanırım.Ali nesin köyünden gelirse matematik dehası olamaz ,Türkçe olimpiyatlarının dahi mücitleri,Yamanlar koleji cemaati,samanyolu koleji bilimum ltd şti.Bilim sizin neyinize lan? maklube yok mu maklube? S.A abilerim ellerinizden öperim.
ama hiç uğramıyorsun bu aralar şakirt?
24 Temmuz 2011 Pazar
22 Temmuz 2011 Cuma
16 Temmuz 2011 Cumartesi
14 Temmuz 2011 Perşembe
8 Temmuz 2011 Cuma
Slow Food Felsefesi
Serde akdenizlilik ,egelilik var yemek ve mutfak kültürü sevdası bonus olarak geliyor bizde sanırım o nedenle mutfak kültürü ile sagda solda ne görsem kulak kabartıyorum ,arastırıyorum bu ara ilgimi çeken bir olgu da bu Slow Food akımı.
kendilerini özetle söle acıklamıslar
biyolojik ve kültürel çeşitliğin yüceltildiği, iyi, temiz ve adil kavramlarının yol göstericiliği altında doğamızla uyumlu yaşadığımız “daha yavaş bir hayat”, bizi “hızla” yol aldığımız yok oluştan kurtaracak tek seçenektir
falan demişler ve hatta
"...Slow Food sanıldığı gibi ağır ağır pişirilmiş bir yemeği, tadına vara vara, yavaş yavaş yemekten ibaret bir keyif anlayışı da değildir. Gelip geçici ‘zevk’ odaklı bir akım olmanın çok ötesindedir..." diye de eklemişler,
Citta slow da bu konsept ile ilintili bir konsept (ona da ilerde değinmek istiyorum zira memleketimden Yenipazar cittaslow seçilmiş.)Gündelik hayatın harala gürelesine inat usul usul hayatında tadına vara vara yaşamak tandanslı işler bunlar hep.Hele bi soluklan yeğenim,otur şöyle masaya düsturunun gavurcası bir nevi.İlginizi cekerse şurda uluslararası sayfası , şurada da düzliseli arkadaşlar için Türkçe sayfası var ,yemek yemenin kendini seviyorum usta diyenlerdenseniz muhakkak ilginizi cekecektir.
7 Temmuz 2011 Perşembe
Angels Of The Universe
İzlanda yapımı bu depresif ve etkileyici film için söylenecek çok şey var. İlk anda agzıma gelen ergen depresyonu tadı da dahil olmak üzere izledikçe derinleşen ,acıtan ,etkileyen bir film oldugu.Sigur Ros finalde darmadagın eden müziklerinden biriyle yine canınızı acıtıyor sanki yeterince acıklı degilmiş gibi final.Oyunculuklar harika ,dilin yabancılıgı bile hafifletmiyor acıtan oyunculuk performansının izlerini.Başta dedigim gibi depresif ve nihilist aforizmalar ardı arkasına gelse de kafadaki yargılarınızı bir kenara bıraktıgınızda filmin etkisi sarıyor sizi,söylenen cümleler hep dogru ,filmden alıntılamak gerekirse;
" dibe battıkça gerçekliğin acımasızlığıyla başbaşa kalırız ".
Finalinde müziğin de etkisiyle apışıp kaldıgım filmler serisine ekledim bunu da.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)