Sevdiklerini erken kaybedenlerin içinde bir isyankar doğar o gün ! onlar sevdiklerini gömdüklerinde kalabalık kucaklarına o isyankarı bırakır da gider, Şenlik dağılır bir acı yel kalır bahçede ve kucagınızda isyankar ruhunuz; Neden ben ulan neden ? diye bagırırsınız içinize içinize. Ben babamı kaybettiğim gün öyle olmuştu.Avucumda mezarının başındaki Servi ağacından düşen kozalaklar ile yapayalnız kalmıştım bin kişilik kalabalıgın arasında.
1987 senesinde bir ilkokul bahçesinde yine sıcak bir Aydın yazıydı. Okulun bahçesindeki servi kozalakları ile futbol oynadıgım zamanlar, yine tek başıma , çünkü bütün yaşıtlarımın çobanlık yaptığı bir köydü.Babam geldi yanıma yanlızlıgımın farkına varmış ve buna üzülmüş olacak, napıyorsun burada tek basına dedi , futbol oynuyorum baba diye yanıtladım, e hani top diye sordugunda göstermiştim servi kozalagını , sanırım bu durum içini acıtmıştı , elimden tuttu köy minübüsüne bindik neredeyse 1.5 saat mesafedeki en yakır şehir merkezine gidip bana bi futbol topu almıştı.1987 yılının o sıcak yaz gününde farkettiğim şey harika bir babam olduğuydu o kadar mutlu olmustum ki bi an anlam veremedigim tuhaf bir his doldurmuştu içimi ve gözlerimi, sevinçten aglamaklı olmak kavramıyla da sanırım ilk kez o gün tanışmıştım.
2013 yılı eylül ayında babamı sakladığımız o mezarın üzerine düşen kozalaklar da servi kozalaklarıydı mezarlık servisi derler up uzun serviler , imam saçma sapan şeylerden bahsederken bir Ali Şen özgüveniyle " masalı kes! " diyememiştim belki ama eğilip o kozalakları almıştım ve saatlerce elimde tutup babamın ellerini ayaklarını okşar gibi okşadım.
Hastalıgının son günlerinde o uyurken de ayaklarını okşardım, masaj yapıyorum bahanesiyle son günlerimizin tadını cıkartırdım, ödem olmuştu bacakları sıktıgın şekilde kalıyordu onu nasıl hatırlamak istiyorsam o şekli veriyordum bacaklarına , bir okul bahçesi, iki kale , ve bir futbol topu , belki bir kozalak!
Hala bir babası olanlar ; size tavsiyem gidin ve bacaklarını, ayaklarını, yanaklarını sevin babalarınızın siktir edin saçma sapan ve asla tam olarak onların zevklerine hitap etmeyen hediyelerinizi, gidin saçlarına filan dokunun zamanınız varken, Çünkü bazen olmayabiliyor!